Mavi Karbon: Deniz Ortamlarında Karbon Muhasebesi için Zorluklar ve İlerleme Yolları
Nadine Mengis, Allanah Paul ve Mar Fernández-Méndez tarafından yapılan Counting (on) blue carbon-Challenges and ways forward for carbon accounting of ecosystem-based carbon removal in marine environments başlıklı yeni bir çalışma, iddialı azaltım hedeflerine ulaşmak için karbondioksit giderimi (CDR) önlemleri yoluyla negatif emisyonlara duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır. Özellikle, ekosistem tabanlı CDR önlemleri şu anda ulusal net sıfır stratejilerinin ve yeni karbon kredilendirme çabalarının odak noktasıdır.
Mavi karbondioksit giderimi (blueCDR) seçenekleri, deniz ortamında bu tür ekosistem tabanlı karbon yutaklarını geliştirmeyi amaçlayan insan kaynaklı faaliyetlerdir. Karbonu doğal olarak tutan mevcut deniz ekosistemlerinin korunması ve muhafazası, CDR olarak nitelendirilmez.
BlueCDR'ı bir örnek olarak kullanan çalışma, karbon kredilendirmesi için deniz karbon akışlarının izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin temel zorlukları vurgulamaktadır. Ekosistem tabanlı CDR önlemlerine özgü zorluklar şunlardır:
- Temel doğal karbon akışlarının tanımı.
- Antropojenik CDR sinyalinin net bir şekilde belirlenmesi.
- Karbon stokundaki olası doğal veya insan kaynaklı bozulmaların hesaba katılması ve dolayısıyla karbon depolamanın dayanıklılığının değerlendirilmesi.
Buna ek olarak, deniz ortamı aşağıdakiler nedeniyle daha fazla izleme ve değerlendirme zorluğu ortaya çıkarmaktadır:
- Karbon yakalama ve tutma süreçlerinin zamansal ve mekânsal olarak birbirinden ayrılması.
- Yüksek ekosistem bağlanabilirliği nedeniyle sinyal seyrelmesi.
- Karbon stoklarında insan kaynaklı herhangi bir artışın ölçülmesini daha da zorlaştıran önceden var olan büyük karbon stokları.
Yazarlar, bilimsel titizliği arttırmak ve verilen karbon kredilerinin ardındaki eklenebilirliği sağlamak için, izleme çabalarının yakalama süreçlerinden ziyade karbon birikimine odaklanması ve çeşitli deniz ekosistemlerinde doğal karbon birikimi için bir taban çizgisi oluşturulması yönündeki mevcut eğilimi desteklemektedir. Son olarak, karbon kredilerinin zaman içinde dinamik ayarlamalara tabi tutulmasının kredibilitelerini artıracağına inanmaktadırlar.